Mesaj 143
Geçen günkü sorularıma değerli dostlarımdan İsmet Bozdemir cevap yollamış… Aynen iletiyorum sizlere:
1- Makrokozmoz ile mikrokozmoz arasındaki sınır nerede; nasıl; neden?
Varlık makrosuyla, mikrosuyla tek bir bütündür.
Tek bir vucut, tek bir mana olarak vardır.
Kendisine ALLAH ismi ile veya HU ismi ile işaret etmektedir.
Günümüzde Tümel Bilinç, Kozmik enerji gibi isimleri kullarak da anlaşılmasını dilemektedir.
Anlaşılması demek, kendini NOKTA’dan İNSAN’a - İnsandan NOKTA’ya tarzında tanıması, manalarını seyretmesi anlamına gelir.
Söz konusu seyirdeki sistem gereği makrokozmoz ile mikrokozmoz gibi kavramlar oluşmaktadır.
Makrokosmas ile mikrokosmos arasındaki sınır bu boyutlardaki bilinç birimlerinin algılama araçlarının kapasitesinden kaynaklanır.
Her algılama aracı sadece bulunduğu frekans kesitini ve aşağısını algılayabilmektedir.
Ancak tüm frekans boyutlarını icat eden ve kapsayan Bilince göre asla bir sınır söz konusu değildir.
2- Biz bu sınırın neresindeyiz?
Salt enerji, quant, elektron, proton, nötron, atom, malekül, madde MİKROKOSMOS ; yıldızlar, yıldız sistemleri, akdelikler, karadelikler, galaksiler, galaktik aileler, evren MAKROKOSMOS veya ÜSTMADDE şeklinde bir sıralama düşünülür ise İNSAN madde skalasında, tam ortada bir yerdedir.
Yani mecazi bir ifade ile merkezde.. Merkezde gerilim sıfırdır, çünkü herşey merkezin istediği şekilde gelişir; merkez hiçbirşeyden etkilenmez.
3- Tümel yapı nerede bölünüyor ve katmanlar oluşuyor?
Var olan tek yapı Bilinç’tir, başka varlık yoktur...
Bilinç için bölünmüşlük , katman veya salt yapı gibi manalar düşer…
Bilinçin dilediği manaları hayali söz konusudur sadece..
4- Varsa ayrı birimler ve katmanlar, nasıl oluşuyor?
Bilinç icat ettiği manalarını seyretmek istediğinde sanki katmanlar varmış gibi kabul eder ve yukarıda yapılan sıralama ortaya çıkar.
5- Varsa bunlar, sınırlar ne ve nerede?
Varlıkların varlıkları, Bilinç tarafından var kabul edilişleri dolayısı iledir.
Esasında yokturlar. “Varlık, yok olarak vardır.” denebilir.
Katmanlar, boyutlar aralarındaki sınır ise her boyuta yüklenen sonsuz manaların ifade ettikleri frekanslar nedeniyle aralarında meydana gelir.
Bu sonsuz frekansların ne karışmaları söz konusudur, ne de kaybolmaları..
6- Yoksa böyle bir şey mi yok?
Tüm katmanları kapsayan Bilince göre bir sınır yoktur..
Varlıklar, Bilinçte sadece isim olarak; finaldeki hallerini ihtiva eden mana biçiminde vardırlar.
7- Kaderini yazan kalem bu arada nerede? Kimin elinde?
Ayrı ayrı birimler olmadığından esasında Kader diye bir şey söz konusu değildir.
Tek Bilinç hayal ettiği manayı o mananın kendisi olarak ve mananın oluşacağı şartlarda seyretmek istediğinden, salt ilim boyutunda varkabul edilmiş isimlar, kendilerini ifade eden esma terkiplerini oluşturur.
Var kabul edilen ve ömürleri sadece var kabul edilişleri süreci kadar olan bu birimlerin yüklenmiş oldukları manalar, onların kaderi sayılır.
8- Bunlar sembollerse, bu semboller neye işaret ediyor; gerçeği ne işaretlerin?
Tüm anlatımlar ait oldukları katmandan öze, tek bilince götürecek tarzda semboller ile yapılmaktadır.
Böyle oluşu sistemi gereğidir, öyle dilenmiş, planlanmış olduğu içindir.